|
|
|
KALEMİŞİ
Eskiden nakkaşhane topluluğundan olan kalemkârların, mimari eserlerin iç mekanlarında ahşap, metal, taş, sıva, bez, deri, alçı ve benzeri malzeme üzerine renkli boyalarla veya kabartma olarak o malzemeyi güzelleştirmek için yaptıkları süslemeler bugün 'kalemişi' olarak adlandırılır.
Kullanılan malzeme ve uygulama teknikleri açısından birçok çeşidi bulunan kalemişleri kendi aralarında farklı isimlerle anılır.
-Sıvaüstü kalemişleri (Üsküdar Atık Valide Camii, Eminönü Yeni Camii , Üsküdar Aziz Mahmut Hüdayi Camii ve Türbesi, Sultan Ahmet Camii)
-Ahşapüstü kalemişleri (Kılıç Ali Paşa Camii, Sultan Ahmet Camii, Kasımpaşa Piyale Paşa Camii, Topkapı Takkeci camii)
-Taş-mermer ve mermer üstü kalemişleri (Sokollu Mehmet Paşa Camii)
-Deri-bez üstü kalemişleri (Yıldız Sarayı cariye odası iç bölümleri bu tekniğin duvarlara uygulanmış örneğidir.)
-Malakari (Eminönü Yeni Camii )
Ahşap üzerine boyama tekniği özellikle ahşap camiler diye isimlendirilen, Selçuklu ve Beylikler devri cami gurubunun sütun başlıklarında, konsollarında ve kirişlerinde görülmektedir. Daha sonra Osmanlı dönemi camilerinde de bu teknik kullanılmıştır.
Teknik olarak kalemişi eskiz kağıdına çizim yapılmadan önce, kalemişinin tatbik edileceği alanın özelliğine göre, nerelere hangi resmin uygulanacağına karar verilir. Bir proje hazırlanır, çizilir ve renklendirilir. Eskiz kağıdına çizilen desenler iğne ile yumuşak bir zeminde iğnelenir. Böylece desenin bir kalıbı alınmış olur. Sonra da özel hazırlanmış kömür tozu, eskiz kağıdının üstüne sürülerek desen nakış uygulanacak yüzeye geçirilir. Bu iş 15.,16., 17. yüzyıllarda nasıl yapılıyorsa şimdi de öyle yapılır. Renklerdirmede ise çeşitli fırçalar, toprak ya da oksit boyalar kullanılır.
Ahşap üstü kalemişlerinin tekniği ise biraz daha farklıdır. Öncelikle haşere ve rutubete dayanıklı ağaçlar seçilir. Boya da özel olarak hazırlanır. Motifler kabartılır ve üstleri altın varak ile kaplanır.
Ahşap üstüne kabartma olarak uygulandığında “Edirnekari” , sıva üstüne kabartma olarak uygulandığında ise “Malakari” adını almıştır.
Edirnekari’nin en güzel örneklerinden biri Topkapı Sarayı'nda bulunan III.Ahmet’in Yemiş Odası dır. Selimiye Camii Müezzin Mahfili Edirnekari’nin klasik desenlerle uygulanmış en güzel örneğidir.
Kalemişinin ömrü üzerine işlendiği yüzeyin ömrüne bağlıdır.
detaylı bilgi için bkz.
|
| |
|
 |
| |
S.Ögel, Ortaçağ Çevresinde Anadolu Selçuklu Sanatı, T.T.K yayını 19.seri,Ankara 1972 M.Asarcıklı-H.Keskin, Ahşap Süsleme Teknikleri, Gazi k.evi, Ankara 2002 Gönül Öney,Anadolu Selçuklu ve Beylikler Devri Ahşap Teknikleri, Sanat Tarihi Yıllığı III,1969 Gönül Öney, Anadolu Selçuklu Mimarisinde Süsleme ve El Sanatları, İş Bankası Kültür Yayını:185,Ankara 1978E.Yücel, Selçuklu Ağaç İşçiliği,Sanat Dünyamız, S.4, İstanbul 1975 S.Mülayim, Anadolu Türk Mimarisinde Geometrik Süslemeler (Selçuklu Çağı) Kültür Bakanlığı:503, Ankara 1982 B.Ögel, Selçuklu Devri Anadolu Ağaç İşçiliği Hakkında Notlar, Yıllık Araştırmalar Dergisi I,1956 Yıldız Demiriz, Osmanlı Kalem İşleri, Osmanlı Kültür ve Sanat, Ankara 1999 Yıldız Demiriz, Osmanlı Mimarisinde Süsleme I. Erken Devir, İstanbul 1969 Gönül Öney, Ankara’da Türk Devri Yapıları, D.T.C.F.yayınları 209, Ankara 1971 Orhan Aslanapa, Minber, İslam Ansiklopedisi,C.VIII M.Z.Oral, Anadolu’da Sanat Değeri Olan Ahşap Minberler, Kitabeleri ve Tarihçeleri, Vakıflar Dergisi V,1962 Y.Önge-İ.Ateş-S.Bayram, Divriği Ulu Camisi ve Darüşşifası, Vakıflar Gn.Md.lüğü,Ank.1978 |
|
| |
|
|
|
|
| |
| |
|
|
|
› İlgili kategoriye ait ürünler
|
İlgili kategoriye ait herhangi bir ürün bulunmamaktadır. |
|
› Bunları biliyor musunuz?
|
|